Bugün 14 Mart... İşin hamurunda emek, fedakârlık ve tutku var!

Bugün 14 Mart... İşin hamurunda emek, fedakârlık ve tutku var!

GÜNDEM 14.03.2025 09:09:37 0
Bugün 14 Mart... İşin hamurunda emek, fedakârlık ve tutku var!
Haberi Sesli Oku

14 Mart Tıp Bayramı kapsamında en kutsal mesleklerden biri olarak kabul edilen hekimliğin önemi ile unutamadıkları olayları İzmir Büyükşehir Belediyesi Eşrefpaşa Hastanesi doktorları anlattı.

İZMİR (İGFA) - Türkiye’nin ilk ve tek belediye hastanesi olan İzmir Büyükşehir Belediyesi Eşrefpaşa Hastanesi’nin hekimleri, 14 Mart Tıp Bayramı kapsamında bu kutsal mesleğin önemini kendi hikâyeleri üzerinden anlattı.

Neden bu mesleği seçtiklerini ve unutamadıkları vakaları aktaran hekimler, dokundukları her yaşamla görevlerine biraz daha bağlandıklarını belirtti.

“İŞİMİZE TUTKUYLA BAĞLIYIZ”

Eşrefpaşa Hastanesi Başhekimi, Acil Tıp Uzmanı Doç. Dr. Başak Bayram, hekimliğin tutku, fedakârlık ve yoğun emek gerektiren özel bir iş olduğunu vurguladı.

Covid pandemisi ve depremlerde hekimlerin ailelerinden uzak kalarak hep en ön safta olduğunu belirten Doç. Dr. Bayram, “Bütün bunları düşündüğümüzde, hekimlik aslında bir yaşam şekli. Onu sadece para kazanılan bir iş olarak tanımlayamayız” dedi. Unutamadığı bir vakayı da anlatan Doç. Dr. Bayram, “Mecburi hizmetim sırasında bir hafta sonu izin günümde eşyalarımı almak için hastaneye gittim. O sırada bir anons geldi. 15 yaşındaki bir kız çocuğunu kalbi durmuş olarak hastaneye getireceklerini öğrendim. Hastanede bekledim. Üç hekim 70 dakika boyunca aralıksız kalp masajı yaptık ve onu hayata döndürdük. Hasta, iki hafta sonra beni okul formasıyla ziyarete geldi. Bu hiç unutulmayacak bir anıydı” diye konuştu.

Şu dönemde hekimlerin zor zamanlar geçirdiklerini de söyleyen Bayram, sözlerini şöyle tamamladı: “Bazılarımız yoruldu, bazılarımız işten ayrıldı, bazılarımız ülkeyi terk etti. Zor bir sağlık sisteminin parçası olarak çalışıyoruz ama her ne olursa olsun Türk hekimleri olarak yaptığımız işe tutkuyla bağlıyız.”

“EN YAKIN ARKADAŞIMA KANSER TANISI KOYDUM”

Eşrefpaşa Hastanesi Başhekim Yardımcısı, Patoloji Uzmanı Dr. Filiz Dağ da Kahramanmaraş depremlerinde bölgeye giden ekiplerin koordinasyonunu sağlayan doktorlardan biri oldu.

Özellikle afet ve salgın dönemlerinde hekimlere çok ihtiyaç olduğunu söyleyen Dr. Filiz Dağ, kendi hikayesini ise şöyle anlattı: “Annemin çocukluğumda sık sık hastalanması nedeniyle ‘Büyüyünce doktor olacağım’ demiştim. İlkokulda öğretmenime bunu söylediğimde ‘Doktor olmak o kadar kolay mı?’ demişti. Zorlu yolları geçerek hekim oldum. O söz benim azimli olmama neden oldu. Giderek değersizleştirildiğimiz bir dönem yaşıyoruz ama yakınlarımız hastalanıp hasta yakını konumuna geçtiğimizde hekimlerin önemini daha fazla anlıyoruz. İnsanlara ve ülkemize yardım edebilmek için mutlu bir şekilde çalışmamız gerekiyor. Biz Eşrefpaşa Hastanesi olarak çok şanslıyız. Omuz omuza yürüyebileceğimiz insanlarla, iyi yöneticilerle çalışıyoruz” diye belirtti. Meslek hayatında en unutamadığı bir olayı da aktaran Dr. Filiz Dağ, şöyle devam etti: “Patoloji uzmanı olarak son kararı vermek her zaman çok endişe verici. Bizim tanı koymamızla bir hastanın hayatı değişiyor. En yakın arkadaşıma kanser tanısı koydum. Bu, hayatımdaki en zor sınavlardandı. Ne mutlu ki arkadaşım iyi ama ona her baktığımda o günü hatırlıyorum. Hekim olmak, karşındakini kendinden çok düşünmek demek. Hekimlik; hastayı ailenden biri olarak saymayı ve yeri geldiğinde ‘Ben onun yerinde olsaydım’ düşüncesini ön plana alarak insan hayatını kurtarmayı gerektiriyor.”

“CANIMIZI SİPER ETTİK”

Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Altan Gökgöz de kendi yaşadığı hastalıktan sonra doktor olmaya karar veren biri.

Ortaokuldayken akut eklem romatizması hastalığı geçirdiği için 50 gün hastanede yattığını ve bu süre zarfında doktor olmaya karar verdiğini kaydeden Dr. Altan Gökgöz, “Branşım gereği Covid salgınında görev aldım. İzmirli vatandaşlarımız için elimizden geleni yapmaya çalıştık. O günlerde hepimiz bir bilinmezin içindeydik ama bir sağlık çalışanı olarak virüse karşı en önde savaşmak zorundaydık. Canımızı siper ederek çalıştık” dedi. Gökgöz, meslek hayatında unutamadığı olayın menenjit olan genç bir hastayla ilgili olduğunu söyledi.

“OĞLUNA BENİM ADIMI VERDİ”

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Ercan Koru ise hekimliğin en kutsal meslek olduğunu belirterek “Mecburi hizmet yaptığım bir dönemde 7 kez düşük yapmış bir hastam vardı. 8. hamileliğinde gebeliğini sonlandırmak istedi. Hastayı gebeliği sonlandırmamak için ikna ettim ve süreci sürekli takip ettim. Hastanın sağlıklı bir bebeği oldu ve bebeğin adını Ercan koydu. Bu anı her zaman aklımda. Ancak hekimlikte zorluklar elbette var. Uygulanan sağlık politikaları ile hasta ve hekim karşı karşıya getirildi. Her zorluğa rağmen ‘İyi ki hekim oldum’ diyorum. Mesleğimi severek yapıyorum. Çalıştığım hastane de, hastalara yeterince zaman ayırmama imkân veriyor. Bu da mutluluk verici” dedi.

“14 MART’I BAYRAM GİBİ KUTLAMAK İSTİYORUZ”

Kardiyoloji Uzmanı Dr. Gaffar Karadoğan da hekimliği bir yaşam tarzı olarak nitelendirdi.

İnsanlara yardım etme sevgisinin, hekim olmasındaki en büyük etken olduğunu belirten Dr. Karadoğan, “Hayat kurtarmanın, insanlara dokunabilmenin altında böyle bir psikoloji var. Bugün hekimler özlük hakları için sokaklarda eylem yapmak zorunda kalıyor. Emekliliğe dair, çalışma şartlarına dair kaygıları var. 14 Mart’ları bayram gibi, hastalarla birlikte kol kola kutlamak istiyorlar” ifadelerini kullandı. Hekimliğin sevdiği tarafının insanların yaşamına dokunmak olduğunu dile getiren Dr. Karadoğan, “Örneğin Brugada sendromu bir genç hastayı yaşama bağlamıştık. Bunun gibi vakaları unutamam” dedi.

“YERİ GELDİĞİNDE AİLEMİZDEN ÖNCE HASTALARIMIZI DÜŞÜNÜYORUZ”

Acil Tıp Uzmanı Dr. Ezgi Şeker Eren de doktorluk mesleğine babasını örnek alarak başladığını söyledi. Dr. Ezgi Şeker Eren, “Benim babam da doktordu. Ben ondan ilham alarak doktor olmaya karar verdim. Acil tıp uzmanı olduğum için motor kazası nedeniyle kaybettiğimiz hastalar beni en çok etkileyen vakalar oluyor. Ancak hasta acil serviste yeniden yaşama döndüğü, ardından da yürüyerek teşekkür için acil servise geldiği zaman çok mutlu oluyoruz. Hekim olmak özellikle bizim ülkemizde bir yaşam tarzı. Yeri geldiğinde ailemizden önce hastalarımızı düşünüyoruz. Burada kötü bir durumda olan hastam varsa hastaneden çıkmıyorum ama o sırada okulda onları almamı bekleyen iki çocuğum oluyor. Hekimlik görevi her zaman öncelikli konumda yer alıyor” ifadelerini kullandı.

Gündemdeki Diğer Haberler


Sağlığa 37 bin personel alınacak

Bursa Milli Eğitim'den sağlık çalışanlarına teşekkür

Milli bisikletçiden finalde büyük mücadele

Bursa'da meslekte 60, 50, 40 ve 30’uncu yıllara plaket!

Bursa'da Başkan Bozbey makamını Hamitler'e taşıdı

Müsilaj büyük bulutlara dönüştü!

Gölcük'te Başkan Sezer üniversiteli öğrencilerle iftar yaptı

CHP'li Sarıbal: Bursa'da koruma altındaki ayıya ne oldu?

Çayırova'da Başkan gençlerle çay sohbetinde

Malatya Büyükşehir meclis üyeleriyle iftarda buluştu

Konya Karatay'da Başkan Kılca gönüllere dokunuyor

Bilecik Valisi Aygöl, seramik işçileriyle oruç açtı

Başkan Tugay'dan 'Çevre' isyanı! Bu kompluyu yapanlara yazıklar olsun!

AB mevzuatına uyum... Araçlara alkol kilidi geliyor!

Gaziantep'in ulaşım altyapısını güçlendirecek bir proje daha

Terörsüz Türkiye'nin şafağındayız

Sağlıkçılardan Bakan'a klipli sesleniş

Ücretli çalışanlar aylık ve yıllık artışta

Manisa Büyükşehir'den sağlık çalışanlarını unutmadı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Becirovic'le görüştü

İzmir'de Başkan Tugay’ı duygulandıran hediye

Kıyı tesisleri ve tersanelere yeni düzenleme

Kocaeli İzmit Belediyesi, Gökçeören sakinlerini dinledi

Türk Yıldızları pilotları Bursa Mustafakemalpaşa'da

Muğla'da sağlık emekçileri ölümsüzleşti

J70 Eker, Miami'de 4 takım arasından sıyrılarak birinci oldu

İzmit'te 'Askıda Halk Et' başladı

Türk Sağlık Sen Kocaeli: En büyük endişe amir baskısı!

Antalya Kumluca'da sağlık çalışanlarına 'Tıp' ziyareti

Bursa Nilüfer'de kadın girişimcilere kooperatifçilik eğitimi

Yükleniyor